İSLİ GECE
Sokak lambasının vuran ışığıyla araba tekerleğinin arasına sokuldu inceden minik yavru kedi
İzliyorum hala onu, onda ne gördüm de takılıverdi gözüm,
İşitemediğim sesler var artık,
Hissizliğe kanat geren vücudumun acizliğinde tek başınayım.
An geliyor sıkıyorum çene boşluğumdan damarlarıma uzanan bir acı,
Dişlerimi sıkıyorum,
O an camiden yankılanan bir sela kim öldü, ben öldüm
Yarım gülüşüne dünyaları sığdıran,
Çocukça sevincini ürkekçe hazmeden ben,
Ey garip yolcu !
Umutlar neden bâki,
Sızılar neden topyekûn mermi edasıyla işledi bana,
Üşüyorum, sırtımda yok giyyecek bir paçavram,
Yine isli bir gecedeyim.
Harman olmuş yaşlarıma eşlik ediyorum,
Bir ben bir de sobalı kireç tutmuş evlerin damından göğe vuran duman,
Yürüyorum sadece, gözlerim kısık,
Köşe başında küçük bir çocuk , bir de güler yüz görme umuduyla..
Sigaram olmadı hiç benim, dumanında sarhoş olmadım,
Onda bulmadım dermanımı, hiç denemedim.
O an benim olmayanı arama telaşına gem vurdum
Garip benden bihâber bir sitareydi yönüme ışık saçan..
Hava daha da kararmaya başladı,
Ne küçük çocuk, ne güler yüz çıktı karşıma.
Peki bu hangi cezaya hüküm verilmiş bedeldi,
İçteki haykırışın sahibi hangi günahkar kuldu?
Yürüyorum yine isli kasvet bir şeytana bürünmüş gecede.
Okunma Sayısı: 960
Fatma Sayan
16.12.2020 15:10:27Ne güzel kalemin var senin,, ne güzel ruhun.. Kalemine ve ruhuna sağlık güzel Ayşe..